1. Fiil yol açmak
  2. Fiil neden olmak
  3. Fiil açılmak
  4. Fiil varmak
  5. Fiil ulaşmak
bir buluşa yol açmak Fiil
iyi sonuçlanmak Fiil
götürmek Fiil
birinin birşey yapmasına neden olmak Fiil
birinin birşey yapmasına yol açmak Fiil
birinin birşeyi yapmasıyla sonuçlanmak Fiil
evlenmek.
hükümetin düşmesine yol açmak Fiil
sürmek Fiil
gitmek Fiil
(bir kimseyi) yanlış bir şeye inandırıp üzerinde işlemek,
argo işletmek.
konuya dönmek Fiil
birşeyden birşeye bağlanmak Fiil
birşeyi birşeye bağlamak Fiil
birini birşey yapmaya yöneltmek Fiil
birinin birşey yapmasına neden olmak Fiil
birini birşey yapması için etkilemek Fiil
birini birşeyin yanına götürmek Fiil
birini birşeye götürmek Fiil
konuşmayı bir konuya getirmek Fiil
konuşmayı bir konuya getirmek Fiil
(a) (bir bahse/konuya) yol açmak, zemin hazırlamak.
My kind words led up to a request for money. His
speech led up to a discussion of war. (b) (bir konuya vb.) ihtiyatla/çekinerek girmek/temas etmek.
He led up carefully to his proposal. (c) … demek istemek, sözü/konuyu belirli bir hedefe götürmeye/sevketmeye çalışmak.
What are you leading up to? Ne demek istiyorsun? (d) götürmek, ulaştırmak.
This road leads up to Çankaya. This staircase leads up to the roof.
lead up to a subject: sözü bir konuya götürmek/çevirmek. (e) … ile sonuçlanmak.
The years that led up to the war. The events that led up to revolution.
savaşla sonuçlanmak Fiil
ense yapmak (argo) Fiil